SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FERAİZ BAHSİ

<< 1615 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

2 - (1615) حدثنا عبدالأعلى بن حماد (وهو النرسي). حدثنا وهيب عن ابن طاوس، عن أبيه، عن ابن عباس. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (ألحقوا الفرائض بأهلها. فما بقي فهو لأولى رجل ذكر).

 

[ش (ألحقوا الفرائض بأهلها) قال العلماء: المراد بأولى رجل أقرب رجل. مأخوذ من الولى، على وزن الرمى. وليس المراد بأولى، هنا، أحق. بخلاف قولهم: الرجل أولى بماله. لأنه لو حمل هنا على أحق لخلا من الفائدة. لأنا لا ندري من هو الأحق].

 

{2}

Bize Abdülâ'lâ b. Hammâd —ki Nevsî'dir— rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb, İbni Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Mîrâs hisselerini ehillerine verin! Kalanı en yakın erkeğindir.»buyurdular.

 

 

3 - (1615) حدثنا أمية بن بسطام العيشي. حدثنا يزيد بن زريع. حدثنا روح بن القاسم عن عبدالله بن طاوس، عن أبيه، عن ابن عباس،

 عن رسول الله صلى الله عليه وسلم. قال (ألحقوا الفرائض بأهلها. فما تركت الفرائض فلأولى رجل ذكر).

 

[ش (رجل ذكر) وصف الرجل بأنه ذكر تنبيها على سبب استحقاقه، وهو الذكورة التي هي سبب العصوبة وسبب الترجيح في الإرث. ولهذا جعل للذكر مثل حظ الأنثيين].

 

{3}

Bize Ümeyye b. Bistâm el-Ayşî rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Kaasim, Abdullah b. Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbni Abbâs'dan, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulundu:

 

«Mîrâs hisselerini ehillerine verin, bu hisselerden artan erkek kişinindir.» buyurmuşlar.

 

 

4 - (1615) حدثنا إسحاق بن إبراهيم ومحمد بن رافع وعبد بن حميد (واللفظ لابن رافع) (قال إسحاق: حدثنا. وقال الآخران: أخبرنا عبدالرزاق). أخبرنا معمر عن ابن طاوس، عن أبيه، عن ابن عباس. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (أقسموا المال بين أهل الفرائض على كتاب الله. فما تركت الفرائض فلأولى رجل ذكر).

 

{4}

Bize ishâk b. İbrahim ile Muhamnıed b. Râfi' ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Lâfız İbni Râfi'uıdir. İshâk: Bize rivayet etti tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Abdürrezzâk haber verdi, dediler. (Demişki): Bize Ma'mer, İbni Tâvûs'dan, o da babasından, o da ibni Abbâs'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Malı ferâız ehli arasında Allah'ın kitabına göre taksim edin; miras hisselerinden artanı en yakın erkek kişinindir.» buyurdular.

 

 

(1615) - وحدثنيه محمد بن العلاء أبو كريب الهمذاني. حدثنا زيد ابن حباب عن يحيى بن أيوب، عن ابن طاوس، بهذا الإسناد، نحو حديث وهيب وروح بن القاسم.

 

{…}

Bana bu hadîsi Muhammed b. Ala' Ebû Kureyb El-Hemdâni de rivayet etti. (Dediki): Bize Zeyd b. Hubâb, Yahya b. Eyyûb'dan, o da ibni Tâvûs'dan bu isnâdla Vüheyb ve Ravh b. Kaasim'in hadîsleri gibi rivayette bulundu.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhâri, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî «Ferâiz» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Ferâiz adı ile anılan mîras hisseleri Kur'ân'ı Kerîm'de: Yarı, çeyrek, sekizde bir, üçte iki, üçte bir ve altıda bir olmak üzere altı nevi'dir. Bu hisselerin kimlere verileceği dahî nass-ı Kur'ân'la beyân edilmiştir. Tafsilâtı fıkıh kitapîarındadır.

 

Hadîs-i şerifte geçen «evlâ» tâbiri daha lâyık mânâsına değil, daha yakın manasınadır. Bu kelime yakınlık mânâsına gelen «veyl»den alınmıştır. Nevevî şunları söylüyor: «Çünkü bu kelime burada (daha lâyık) mânâsına alınsa hiç bir faydası kalmaz; zira kimin daha lâyık olduğunu biz bilemeyiz.»

 

Kaadî Iyâd'ın beyânına göre bu hadîsin İbni Hâmân rivayetinde «evlâ» yerine «ednâ» denilmiştir ki, bu da evlâ tâbirinin en yakın mânâsına kullanıldığını gösterir; çünkü ednâ: en yakın demektir.

 

Ulemâ bir de bu hadîsteki «zeker» kelimesi üzerinde durmuşlardır. Zeker: erkek demektir. Bu kelimeden önce zikredilen «racûl» dahî erkek kişi mânâsına gelir. Şu halde mânâ: «Mîras hisselerinden artanı erkek olan erkeğindir.» demek olur. Onun için İbnü'l-Cevzî ile Münzirî bu kelimenin mahfuz olmadığını söylemişler; Ibni Salâh: «Rivayet şöyle dursun bu kelime sahîh bile değildir.» demiştir. Ulemâdan bâzılarına göre burada erkeğin erkeklikle tavsif buyurulması mîras istihkakının sebebine tenbîh içindir. Bu sebep onun erkek oluşudur. Bir takımları te'kîd için getirildiğini iddia etmiş; daha başkaları, racül kelimesinden şahıs mânâsı anlaşılmasın diye zikredildiğini söylemişlerdir. Hünsâdan ihtiraz için getirildiğini iddia edenler bile olmuştur. Fakat bu sözler i'tirazdan hali değildir.